Baskan Bush'un yeni talimati:
-Uzerinde resmim olan pul bastirdim, bundan boyle baskanligin butun mektuplarinda bu pullar kullanilacak.
Bir sure sonra gorulmus ki pullar zarfa bir turlu yapismiyor.
Baskan Bush kuplere binmis ve yetkiliyi cagirip sormus;
- ustunde resmim olan pullar yapismiyor, arkalarina zamk sirmediniz mi?
- Sirdik efendim, demis yetkili ve eklemis;
- Yapilmamasinin nedeni, herkesin pulun on yuzune tukurmesi....."

ikinci Dunya Savasi sirasinda ingiltere Basbakani Churchill radyoda konusma yapmaya gidiyormus. Radyoevinin kapisina gelince, bindigi taksinin soforune sormus:
- Beni yarim saat bekleyebilir misin?
Karanlikta musterisinin yuzunu secemeyen sofor:
- ozur dilerim, sir, ama basbakanin konusmasini dinleyecegim.
Churchill yurttasinin bu ilgisinden pek hosnut kalarak iki sterlin uzatmis. Sofor parayi aldiktan sonra yerlere egilerek selam vermis: tikmisim Churchill'i, sizi bekliyorum, efendim.

Aksemsettin ve Fatih Sultan Mehmet, istanbul'un fethi gunu, yanlarinda Fatih'in hocalari Molla Gurani, Molla Husrev de oldugu halde, torenle istanbul'a giriyorlardi.
Bizanslilar, sehrin Fatih'ine cicek vermek icin yaris ediyorlardi. Bir yerde, sehri fetheden kisinin bu ak sakalli hocalar arasinda gencecik Fatih olacagini dusunmediklerinden, cicekleri, ak sakalli Aksemsettin'e uzattilar. Aksemsettin, hemen atini geri cekerek, beyaz at uzerindeki genc Fatih'i gosterdi:
-Padisah ben degilim.
Fatih Sultan Mehmet:
-Ona geldiniz, ona. Padisah benim, ama o da benim hocamdir...

cehennemde her ulkenin bir kazani varmis icinde sicak kaynayan yas olurmus gunah isleyenler bu kazanlarda cezalandiriliyormus.kazandan kafasini cikaranlari zebaniler kafasina vurarak geri kazana sokuyormus. bas zebani bir bakmis diger kazanlarda her kes cikmaya calisiyor ama Turkiyenin kazanindan kimse kafasini bile cikarmiyor bas zebani zebanilerden birini cagirmis ve sormus nicin Turkiyenin kazanindan kimse cikmiyor yoksa orda gunahkar yokmu?
zebani: olmazmi, ama cikmaya calisani alttakiler geri cekiyor...

Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus cay isiyorlarmis. Amerikali cayini bitirince bardagi havaya firlatmis, silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis "Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere cay icmeyiz" demis.
Ingiliz de bunun uzerine cayini bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates ederek bardagi parcalamis "bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam icin o kadar cok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere cay icmeyiz" demis.
Bunun uzerine Irakli da buz gibi sogukkanli bir sekilde cayini bitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini cekip Amerikali ve Ingilizi vurup oldurmus Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar cok var ki, biz ayni adamlarla iki kere cay icmeyiz" demis.

Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadirlar. Bir adam iceri girer ve barmene bunlar Hitler ve Stalin degil mi diye sorar. Barmen "Evet, onlar" der.
Sonra adam onlara dogru yurur ve sorar:
"Selam, ne yapiyorsunuz?"
Hitler cevaplar:
"3. Dunya savasini planliyoruz."
Adam sorar. "Gercekten mi? Neler olacak?"

Hitler: "Bu sefer 14 milyon yahudiyi ve bir bisiklet tamircisini oldurecegiz" der.
Adam sorar: "Bir bisiklet tamircisi mi?!"
Hitler Stalin'e doner ve der ki:
"Gordun mu, sana kimsenin 14 milyon yahudiyi takmayacagini soylemistim!"

George W. Bush oluyor ve hemen cehenneme gidiyor. Orada kendisini seytan karsiliyor ve
-"Hosgeldin, ancak burada yer sikintisi cekiyoruz, cehennem tamamen dolu. Bu nedenle bir kural koyduk. Yeni birisi geldigi zaman eskilerden bir kisiyi cennete gonderiyoruz. Kimin cennete gidecegine sen karar vereceksin. Ancak secimini yaparken dikkatli ol, cunku sececegin kisinin cezasini sonsuza kadar cekeceksin." diyor. Yurumeye basliyorlar. Seytan ilk kapiyi aciyor: Usame Bin Ladin. Bir direge baglanmis ve surekli iskence ediliyor.
G.W.Bush: -"Bu olmaz diyor. Sadece cezanin cok agir oldugunu disindigimden degil, bu adam cektigi cezanin cok daha fazlasini haketmisti. O nedenle burada kalmali."
ikinci kapi aciliyor: Saddam Huseyin. Asiri sicak bir yerde gardiyan tarafindan kirbaclanirken tas kiriyor. Bush'tan yine ayni yanit geliyor. ucuncu kapi acildiginda Bill Clinton goruluyor. Son derece rahat bir koltuga oturmus,bir elinde buyuk bir kanyak kadehi, diger elinde puro ve onunde diz cokmus bir sekilde Monica Lewinski. George W. Bush mutlu bir sekilde gulumseyerek donuyor seytan'a:
-"Bence bu cok uygun. Gerci kendisi politik arenada dusmanim, ama cektigi ceza gayet makul".
Seytan siritarak iceriye sesleniyor:
-"Tamam Monica sen gidebilirsin!"

Bir tip kongresinde doktorlar tipta gerceklestirdikleri son gelismeleri anlatiyorlarmis.Ingiliz cerrah cikmis kursuye anlatmaya baslamis;
-Bir trafik kazasinda bir adamin sadece bir parmagi saglam kalmisti. Biz onu aldik. Ona vucut ekledik. Organlarini, kaslari ekledik. O kadar mukemmel yaptikki cok caliskan bir insan oldu. 50 kisinin yapacagi isi yapti. 50 kisi issiz kaldi.
Kursuye Alman cerrah cikmis;
- Biz bir kisinin sadece bir tel sacini bulduk. Ona organlarini ekledik.Kemik ekledik, kas giydirdik. O kadar muazzam yaptik ki cok super birisi oldu. cok caliskandi. 100 kisinin yapacagi isi yapiyordu ve 100 kisiyi issiz birakti.
Kursuye Turk cerrah cikmis;
- Siz var olan, elle tutulabilir seylere vucut yapmissiniz. Biz daha zor olani yaptik. Bir tik bulduk. Onu aldik, ona uzuvlar ekledik, kemik ekledik, kas yaptik. Bu kisi o kadar cok calisti ki basbakan oldu. Ve 2.000.000 kisiyi issiz birakti.

Tayyip'le Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar...
Bush, Tayyip'e "Bizde oyle bir teknoloji var ki, oluyu diriltiriz" der.
Tayyip altta kalmaz ve karsilik olarak "Bizde oyle bir teknoloji var ki, partimizin butun uyelerine 100 metreyi 3 saniyede kosmayi ogretiyoruz" der.
Turkiye'ye dondugunde Tayyip'i bir dusunce alir. Danismanlarini cagirtir ve attigi palavrayi anlatir. "Haftaya Bush geliyor. Yalanimiz ortaya cikacak, acaba ne yapsak?" diye sorar.
Danismanlarindan biri hemen yanitlar: "Onlara oluyu nasil dirilttigini sordunuz mu?" "Hayir sormadik" "O halde hic korkmayin baskanim, alin Bush'u Anitkabir'e goturun. Ataturk'u diriltmesini isteyin.
Diriltmezse o rezil olur. Yok eger diriltirse,siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz!!!"

Hitler 3 esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi.
- "Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis.
Ingiliz'e sormus
- "Titanik kac yilinda batti?"
Ingiliz hemen cevap vermis
- "1912" diye.
Hitler gondermis Ilgiliz'i. Fransiz'a sormus bu kez:
- "Titanik'te kac kisi oldu?"
Fransiz cevap vermis
- "1050".
- "Tamam, sen de gidebilirsin" diye ozgur birakmis.
Ve Yahudi'ye donmus;
- "Say lan isimlerini!"

Fransiz delikanli, Parisin bulvar kafesinde oturmus, tipik kahvaltisini yapiyor. Kahve, kruvasan, ekmek, tereyag, recel Yan masaya agzinda cikleti ile tipik bir Amerikali turist oturmus, sohbet baslamis.
Amerikali: -"O ekmegin hepsini yiyecek misin?"
Fransiz:-"Tabii"
Amerikali : Biz yemeyiz, icinden biraz alir yeriz, kalan bir ficida toplanir, fabrikaya gider, kruvasan yapilir, Fransa ya satilir."
Fransiz cevap vermemis.
Amerikali: -"Recel de yer misiniz?"
Fransiz (Ofkeli): -"Tabii"
Amerikali : Biz meyveyi taze yeriz. Kabuklarini, cekirdeklerini, curumuslerini bir ficida toplar fabrikaya gonderir, recel yapar, Fransizlar a satariz."
Fransiz: -"Peki siz kullandiginiz prezervatifleri sevistikten sonra ne yaparsiniz?"
Amerikali: -"Atariz tabii"
Fransiz: -"Biz atmayiz. Bir ficida icindekilerle biriktirir, fabrikaya gonderir, ciklet yapar, Amerika ya satariz!"

Lenin oluyor ve Tanri onu Cehenneme koyuyor. Ama bu Lenin dururmu hic basliyor cehennemde insanlari orgutlemeye.
- "Bakin, biz burada yaniyoruz, aci cekiyoruz, oburleri orada cennette rahatla bollukla yasiyorlar olmaz boyle" diyor
ve cehennemde insanlar ayaklanmaya basliyor.
Melekler hemen gidiyorlar Tanriya;
- "Tanrim Lenin cehennemi karistirdi insanlar ayaklandi" diyorlar.
Tanri da;
- "O zaman onu alin Cennete koyun" diyor.
Bu sefer de Lenin cennette basliyor konusmaya;
- "Bakin, biz burada bolluk icinde yasarken cehennemde yoldaslarimiz aci cekiyor, yaniyor, buna izin vermeyelim" diyerek orayi da karistiriyor.
Melekler hemen gidiyorlar yine Tanrinin huzuruna;
- "Tanrim" diyorlar, "Lenin orayi da karistirdi insanlar cennette de ayaklandilar ne yapalim?"
Tanri;
- "Getirin su Lenin'i karsima bakayim" diyor.
Melekler gidip getiriyorlar Lenin'i, Lenin giriyor Tanri'nin odasina, kapilar kapaniyor aradan 1 saat geciyor, 2 saat geciyor, Lenin cikmiyor odadan... Melekler iyice merak etmeye basliyorlar...
Saatler sonra kapi aciliyor; Lenin cikiyor icerden. Hemen giriyorlar melekler iceri; - "Tanrim, ne oldu bu kadar ne konustunuz?" diye soruyorlar.
Tanri: - "Ssst! Tanri yok, hepimiz kardesiz!!!"

20. yuzyilin basinda bir evde kucuk bir cocuk babasina sormus:
- "Baba!, kedilerin kuyruklarini kesip kemer yapmak gunah midir?"
Baba ilgisizce;
- "Gunahtir evladim" demis
- "Peki baba zencilerin derilerinden paspas yapmak gunah midir?"
- "O da gunahtir evladim"
- "Peki baba japonlarin beyinlerinden corba yapmak gunah midir?"
- "Ooofff! o da gunahtir evladim"
- " Peki baba yahudilerin yaglarindan sabun yapmak gunah midir?"
Baba en sonunda dayanamaz:
- "Degildir ulan. oooff bee Adolf , nerden aklina gelir boyle sorular sormak?!..."

Birgun; Kamil Pasa, yapilan bir sikayet uzerine, sair Esrefi vilayet makamina davet etmisti. Davete icabet eden Esref, vilayete geldigi zaman, kendisine valinin encimende oldugunu ve biraz beklemesi icap ettigini soylediler.
Valiyi bekleyen sair, bir ara konusulanlari dinlemeye calisti. O esnada; valinin, munakasa edilen bir mesele hakkinda "O kadar incelemeyin, millet esektir, anlamaz" dedigini duydu. Bu sozlerden fena halde uzulen sair, cebinden cikardigi bir kacida su kitayi yazdi ve ordaki odacica valiye verilmek uzere birakti, sonra da cikip gitti...
Ehli mansaptan birisi millete esek dese
Reddolunmaz sozu ama essoglu can sikar
Millete esek diyen esek herif bilmez mi ki
Sadrazamlar da, valiler de milletten cikar.

Amerikaly bir hukumet yetkilisi $ili'deki darbenin hemen sonrasinda ulke hapishanelerini incelemek icin sili'ye gitmis. Herhangi bir hapishanede bir sure inceleme yapan yetkili infaz yerlerini merak etmi$ ve hep birlikte hapishanenin mahzenine inmisler.
iner inmez cigliklar duyan misafir yetkili gorevlilere bunun nedenini sormus. Gorevliler de olum cezalarini uyguladiklarini soylemis.
Amerikali yetkili, kendi ulkelerinde elektrikli sandalye kullandyklarini ve bu konuyu daha kolay hallettiklerini soylemis, ayni uygulamayi yapabileceklerini uyarici bir dille ifade etmis.
Hapishane gorevlisi "efendim, biz de elektrik kullaniyoruz ama elektrikler kesik oldugu icin simdilik mumla idare ediyoruz" demis.

Bakanlardan birinin olmesiyle baska bir milletvekili onun suresini doldurmak uzere secilmisti. Adam hemen karisina telefon ederek, bu haberi vermek istedi :
-Bir bakan karisi olmak ister miydin? diye sordu.
Karisi biraz dusundu sonra:
-Hangisinin?

Isvicre cin'e savas ilan etmis. Bir sekilde Cine kadar gelmisler. Haber Cin basbakanina gec ulasmis.
- Basbakanim Isvicreliler saldirdi Pekine girdiler
- Isvicre de ne?
- Avrupada bir ulke
- Kac kisi bunlar?
- 5 milyon
- Hangi otelde kaliyorlar?

Amerika'da adamin biri isine giderken birden anormal bir trafigin icine diger, ama trafik bir santim bile kipirdamamaktadir.
Bir sure sonra aracinin yan camina birisinin tikladigini farkeder ve cami acar.
- Ne var acaba?
- Teroristler Bush'u yakaladilar. Eger 1 milyar dolar verilmezse, ustune benzin dokup yakacaklarmi?.
- Haa simdi anladim bu trafigi...
- Ya iste onun icin, herkesten biraz yardim topluyoruz.
- insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
- Valla yaklasik 5'er litre...

Kanuni Sultan Suleyman, buyuk ve muhtesem bir sunnet dugunu yapmisti. Bu dugun uzun muddet dillere destan oldu. Bundan evvel de veziri ibrahim Pasa, evlenmesi munasebetle buyuk bir dugun yapmis ve Kanuni'yi davet etmisti... Birgun Sultan Suleyman, Pasa'ya "Pasa! Senin dugunun mi, benim dugunum mu daha muhtesem oldu?" diye sordu. Pasa "Benim dugunum" diye cevap verdi.
Sultan Suleyman uzulerek ve hiddetlenerek sordu:
-Neden?
-Zira efendim, benim dugunume dunyanin en buyuk padisahi geldi. Sizin dugununuze ise boyle bir kimse gelmedi...

Siyasal gerginligin disinda iki toplumun insanlarinin arasindaki sosyo-kulturel farkliligin da buyuk boyutlara ulastigi bir donem de, bir Turk gurbetcisinin evi: Kucuk oglan, aksam ustu okuldan gelmis... Kapidan girer girmez:
'Anne!' diye seslenmis, 'ben Alman oldum!'
Annesi:'O nasil sozu Sakin bir daha tekrarlama...'
'Anne ben Alman oldum. Bugun sinifta karar verdik. Ben Almanim artik...
'Annesi 'sus' bakayim diye perdeden bagirirken,babasi da icerden duyup kosmus. Bir tokat, bir tokat daha... Cocuk bir yandan yedigi dayaktan korunmaya calisirken, bir yandan da konusmasini sirdiriyormus:
'Su dunyanin icine bakin! Alman oldum. Yarim saat sonra Turklerle basim derde girdi!...'

Turk'e sormuslar:
- Yarin dunyaya dev bir meteor carpacak. Okyanuslar tasacak, dunya nufusunun yarisi o anda olecek. Havaya yukselen tozlar dunyayi karanliga gomecek. Buzul cagi baslayacak. Kalanlar da bu cagda ortadan kalkacaklar. Insanligin sonu gelecek. Boyle bir felaketi onceden haber alsan ne yaparsin?
Turk hic dusunmeden yanitlamis:
- Butun paramla dolar alirim!!!!

Bir ingiliz doktor diyor ki :
-"Tip bilimi bizde oyle ilerledi ki, biz bir adamin beynini aliriz ve baskasina koyariz ve onu alti haftada is arayacak hale getiririz."
Alman doktor diyor ki :
-"Bu hic birsey degil; biz bir adamin beynini cikaririz ve baskasina koyariz ve onu dort haftada savasa hazir hale getiririz."
Amerikali doktor da diyor ki ;
-"Beyler siz cok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldik ve beyazsaraya koyduk. Simdi Ulkenin yarisi is ariyor, yarisi da savasa hazirlaniyor."

Bir ulkede bir bakan, kendisini gazetecilere hic sevdirememisti.Ne yapsa makbule gecmiyor, basin hergun kendisiyle ugrasiyordu.Nihayet :
-Oyle bir sey yapayim ki,gazeteciler mat olsun, diye dusundu ve ilan etti :
-Pazar gunu saat 10`da bakan denizin uzerinden yuruyerek gececegim.
Pazar sabahi saat 10`da tum basin mensuplari toplandilar orada.Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin uzerinde yurumeye basladi.Karsi kiyiya kadar da yurudu gecti.Herkesin gozleri dehsetle acilmisti.
Fakat ertesi gunu tum gazetelerde su baslik okundu :
-Bakan yuzme bilmiyor!

Toplu sozlesme pazarligindan yeni cikmis sendika baskani, salonda toplanmis iscilere atesli bir soylev cekmektedir:
- "Yoldaslar! Yonetimle yeni bir sozlesme yaptik. Bundan boyle haftanin dort gunu daha calismayacagiz!"
Kalabalik,
- "Yasasiiinn!" diye bagirir.
- "Calisma saatimiz beste degil, d?rtte bitecektiiir!"
- "Yathaaaaaa!!"
- "Calismaya dokuzda degil, onbirde baslayacagiiizz!"
- "Helaaallll!!"
- "Maaslarimiz yuzde 150 artacaktiiirrr!"
- "Vaaaaaauuuuuvvvv!!"
- "Yalnizca carsambalari calisacagiiiiz!"
Bu sozun ardindan derin bir sessizlik olur. Derken arkalardan bir ses duyulur:
- "Her carsamba mi !"

Yavuz Selim, Kahire'yi aldiktan sonra, esir Kulemen komutani, Misir ordusunun yenilmesini boyle acikladi:
-Sultanim, sizin ordunuz eskiden beri top kullanir. Bizde top kullanmak teklifi ise, Hazreti Peygamber'in kilic ve ok kullanin emrine aykiri oldugundan reddedilmistir...
Yavuz, komutana:
-Pekala, sunnete bu kadar bagliydiniz da neden silaha ayni silahla mukabele edin diyen ayete uymadiniz?...

Adamin birinin bir papagani varmis.Papagan devamli televizyon seyrediyormus.Adamda isten eve evden ise giden bir kisiymis.Bir gun adam papaganini kafesiyle birlikte balkona birakmis ve ise gitmis...
Bir saat sonra sokaktan polis araci gecerken papagan bagirmaya baslamis.
KAHROLSUN PARALI EGiTiM KAHROLSUN POLiS V.S.
Ekip araci hemen durup sesin geldigi yere ates etmeye baslamis.Ev darmadagin olmus.Eve gelen adam hayretler isinde bakakalmis.Neyse diyerek evi yaptirmis. Ertesi gun ayni olay tekrarlayinca adam evi guzlemeye baslamis.Ekip araci karsidan gorununce baslamis papagan yine slogan atmaya tabi polis te ates etmeye. Durumu goren ev sahibi papagani alip tavuk kumesine atmis.Papagan kumeste baslamis volta atmaya bunu goren tavuklar guluyorlarmis.
Papaganin kafasida atmis, tavuklara donup soyle demis...
-Ne guluyonuz lan ben sizin gibi fahiselikten yatmiyorum.Dusunce sucundan yatiyorum...

Ataturk'un oldugu 1938 yilinin 10 Kasim gunu, istanbul universitesi'nde ders okutan bir Alman profesoru, derse girdiginde ogrencilerinin uzgun halini gorunce, yuregi paramparca olmus bir halde, universite rektorune telefon ederek:
-Bugun ders vermeyecegim, ne yapayim dersiniz?
-Sizin memleketinizde buyuk bir adam olunce ne yapilirsa onu yapin.
Rektorun bu sozlerine karsilik profesorun cevabi su olur:
-Almanya'da hic bu kadar buyuk bir adam olmedi...

politikaBir burokrat yoksul bir adami ziyarete gitmis demis ki: "senin oglana bir es bulalim, zamani geldi artik."
Adam: "ben hayatimda oglumun isine karismadim." demis.
Burokrat: " ama demis bu kiz Rahmi Koc'un kizi" deyince
Adam: "a aaa ..tamam o zaman" demis ve durumu kabul etmis"
Sonra bizim burokrat Rahmi Koc'un evine gitmis: " kiziniz icin harika bir koca adayi buldum" demis.
Rahmi Koc sasirarak: " ama benim kizim daha cok kucuk" diye itiraz etmis.
Burokrat: " ama bu genc adam DuNYA BANKASI'nda baskan yardimcisi" deyince.
kizin babasi: " a aaa... tamam o zaman" diyerek duruma hemen razi oluvermis.
Sonunda bizim burokrat DuNYA BANKASI baskanini ziyarete gitmis ve demis ki:
"baskanim, size harika bir baskan yardimcisi adayi buldum"
Baskan: " iyi ama benim zaten ihtiyacimdan fazla yardimcim var" deyince
Burokrat: ama bu Rahmi Koc'un damadi" demis.
Baskan da " a aaaa...tamam o zaman" demis.
iste politika budur...

George Bush bir ilkokulu ziyaret eder. Cocuklara:
- Sorusu olan var mi? der. ve kucuk Bob sozu alir.
- Benim uc sorum olucak:
1- Secimlerde daha az oy almaniza ragmen nasil olduda Baskan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atilan atom bombasi sizce dunyanin en buyuk teror faaliyeti degilmidir?
3- Hicbir neden yokken neden Irak'a saldirmak istiyorsunuz?
Aniden zil calar ve cocuklar tenefusse cikarlar. Cocuklar geri dondugunde bu sefer sozu kucuk Tom alir. Benim bes sorum olacak:
1- Secimlerde daha az oy almaniza ragmen nasil olduda Baskan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atilan atom bombasi sizce dunyanin en buyuk teror faaliyeti degilmidir?
3- Hicbir neden yokken neden Irak'a saldirmak istiyorsunuz?
4- Bugun neden zil 30 dakika erken caldi?
5- Bob nerede?

Dagistanlilar kavga etmeyi cok severlermis. Bir gun rusun biri Dagistanlinin arabasina carpar. icinden 3 Dagistanli cikar ve adama:
-"Kavga edecez" der.
Rus:
-"Abi affet ozur diliyorum"
-"Yok biz kavga edecez"
-"Abi polis cagiralim hata kiminse odesin"
-"Yok kavga edecez"
-"Tamam abi ben sizin hasari odiyim kavga etmeyelim"
-"Yok baba biz kavga edecez"
-"Abi ben sizin hasari odiyim alin araba da sizin olsun"
-"Mumkun degil kavga edecez"
-"Abi tamam ama boyle kavga olur mu, 3 e 1 olmaz valla"
Ve Dagistanli lideri yanindaki arkadasina doner ve:
-"Gec lan karsiya kavga edecez.."

Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Irakli barda oturmus icki iciyorlarmis. Amerikali ickisini bitirince bardagi havaya firlatmis, silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis:
"Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere icki icmeyiz" demis.
Ingiliz de bunun uzerine ickisini bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates ederek bardagi parcalamis:
"bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam icin o kadar cok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere icki icmeyiz" demis.
Bunun uzerine Irakli da buz gibi sogukkanli bir sekilde ickisini bitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini cekip Amerikali ve Ingilizi vurup oldurmus:
Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar cok var ki, biz ayni adamlarla iki kere icki icmeyiz" demis

Bir gun yildirim akbulut yolda iki otostopcu donmeyi arabasina almis.
Bir sure gittikten sonra donmelerden biri,
-Biz donmeyiz demis,
Akbulut da,
-Bu kadar yol geldikten sonra donulmez zaten. demis

ABD Baskani Bill Clinton, ingiltere Basbakani Tony Blair ve Turkiye Basbakani Bulent Ecevit, bir gun, bir toplantida bir araya gelmisler.
Tabii, 3 lider bir arada olur da, sormaz mi gazeteciler? once Clinton'a sormuslar:
"ABD'de bir memur ne kadar parayla gecinir? Siz kac para veriyorsunuz?"
Cevap vermis Clinton:
"Valla ben, 2 bin dolar veririm. Bin dolari ile gecinirler... Geri kalan bin dolari ne yaparlar, nerede harcarlar, hic sormam!"
Gazeteci, ayni soruyu Blair'e de sormus... O da cevap vermis: "Ben, memuruma 3 bin sterlin veririm. Gecinmesi icin 2 bin sterlin yeterli. Artan bin sterlini ne yapar, nerede harcarlar, beni hic ilgilendirmez!"
Her ikisinden bu cevaplar? alan gazeteci, bu defa da Ecevit'e sormus ayni soruyu:
"Turkiye'de bir memurun gecim standardi nedir? Kac para ile gecinebilirler? Siz kac para veriyorsunuz?"
Ecevit ne dese begenirsiniz?
"Valla, Turkiye'de bir memurun gecinebilmesi icin en az 300 milyon lira luzum. Ama ben 150 milyon lira veriyorum!.. Geri kalan 150 milyonu nereden bulurlar, nasil gecinirler beni hic ilgilendirmiyor!"

Usame Bin Ladin Bush'a telefon etmis, kendini tanitip, konusmasina devam etmis.
-"Sayin Bush size iki haberim var, biri iyi bir kotu hangisini once soylememi istersiniz?"
Bush :
-"Once iyisini soyleyin "demis.
Ladin:
-"Teslim olmaya karar verdim",
Bush :
-"Pekii kotu haber ne?"
Ladin:
-"Ucakla geliyorum ...!!!"

Rusya'da torunu babaannesine sormus. "Lenin nasil biri?"
Babaanne " cok iyi biriydi bize ekmek verdi" demis.
Torun "Peki Brejnew nasil biriydi?"
Babaanne "cok kotuydu cok insan oldurdu ve bizi ekmeksiz birakti"
Torun "Peki Yeltsin nasil?"
Babaanne " Eee daha bilmiyoruz. oldugu zaman ogreniriz."

issizdi, parasizdi, kalacak yeri, yiyecek ekmegi, iki satir muhabbet edebilecegi bir arkadasa da yoktu. Nerden geldigi bilinmez "Kucukistan Ceza Kanunu" diye bir kitap gecmisti eline bir gun onu okuyarak vakit geciriyordu ki "Ulke basbakanina hakaret etmenin cezasi alti ay" kitabi ve gozlerini kapatti.
"Hem butun hirsimi ondan alirim, hem butun gazeteler, televizyonlar benden soz eder meshur olurum, hemde alti ay ekmek elden su gulden yiyecek, yatacak derdim olmadan cicek gibi kisi geciririm." diye dusundu.
Ertesi gun mitinge gitti, Kucukistan Basbakani konusurken milletin arasindan firlayip butun gucuyle bagirmaya basladi.
- Inbe basbakan, inbe basbakan ! Guvenlik kuvvetleri hemen mudahale edip yaka pasa goturduler. Ertesi gun mahkemeye cikti, sahitler dinlendi, savunmasi alindi. Hakim karari acikladi.
- Sanigin sucu sabit goruldugunden yirmi sene alti ay hapsine karar verilmistir.
Birden gozleri karardi ayakta sendeledi, sonra kendini toparladi, ve haykirdi :
- itiraz ediyorum hakim bey, Kucukistan Ceza Kanunu'nun su maddesinin su bendine gore basbakana hakaret sadece alti ay, bir yanlislik var bu iste !
Hakim aciyan gozlerle adama bakti ;
- Haklisin oglum, basbakana hakaret alti ay fakat devlet sirrini aciga vurmak yirmi sene.

1 2

Russian America Top. Rambler's Top100 Rambler's Top100

Сайт управляется системой uCoz